Ankara'daki Yabancı Dilde Eğitim Veren Kreşler

Ankara'da İngilizce eğitim veren kreş arayışı

Kızım ilk defa iki buçuk yaşında Amerika'da kreşe başladı. İlk haftalarda zorlansa da "rahata alışmak kolay misali" okulunu çok sevdi. Her gün farklı el becerisi faaliyetleri, bahçede serbest zaman, doğa yürüyüşleri, çok katı değil ama doğal kurallar bir çocuğun okulu sevmesi için yeterli. Tabi tüm öğretmenler ve neredeyse tüm çocuklar Amerikalı olunca,bizimki ilk sene sonunda çok güzel İngilizce konuşur hale geldi. Biz anne baba olarak, biraz da tembelliğimizden, evde Türkçe konuşuyorduk ama o hep İngilizce cevaplar verdi bize. Velhasıl kelam bizim kızın anadili İngilizce oldu.

İki sene sonra Türkiye'ye döndüğümüzde hem okuldan soğumasın hem de İngilizceyi unutmasın diye ayağımızın tozuyla güzel bir kreş veya okul aramaya başladık. Ama bu iş düşündüğümüzden epey zormuş. Çünkü hem güzel, sıcak bir ortam arıyorsunuz hem de yeterli bir İngilizce. İkisini bir arada bulmaksa neredeyse imkansız. Üstüne üstlük bazı kreşlerin erken kapanması ve uzaklık da ayrı sorunlar. 

Çocuklar aslında dili birbirleriyle iletişime geçerek öğreniyorlar. Bu nedenle yabancı ya da İngilizce bilen çocukların olduğu okulların daha faydalı olacağını düşündük. Bu tür okullar için de en iyi adres Gaziosmanpaşa. Birkaç okul gezdik, içlerinde en beğendiğimiz International Pre School oldu. Gerçekten çok profesyonel bir kadro ve sıcak bir ortam vardı. Eğitim İngiliz sistemi olarak geçiyor ve anaokulundan sonra çocuklar genellikle BLİS (Bilkent laboratuaryInternational School) ya da İngiliz Büyükelçiliğinin okuluna gidiyor. Ancak bu tür kreşler daha çok elçiliklerde çalışan yabancıların çocuklarına yönelik olduğu için ücretleri dolar üzerinden ve bir hayli pahalı (yıllık $15.000). Ayrıca kreş 3 buçukta kapanıyor. Pakistan Büyükelçiliğinin okulu da İngiliz sistemine göre eğitim veriyor. Adı Pakistan olunca insanda biraz önyargı oluyor ama aslında o da uluslararası geçerliliği olan bir okul, fiyatları da makul. Ancak bitiş saati yine problem: iki buçuk.

Güzel bir okul olsun, anaokulu ve ilkokula da aynı yerde devam etsin derseniz, bilmelisiniz ki haftalık İngilizce ders saati MEB müfredatına göre 10 saati geçemiyor. Bazı okullar,Bilkent Koleji gibi, bunu 16 saate kadar çıkarabiliyor. Kalitesinden de şüphem yok ancak yıllık 27 bin TL bizim bütçemizi aşıyor. Birçok özel okul 2 buçuk ila 4 buçuk arasında kapanıyor. Bu da çalışan anneler için ayrı bir sıkıntı. Ayşe Abla, Arı gibi okullar erken kapanıyor. Biz bu nedenlerden ötürü okulları eledik.

Bu arada fark ettik ki iki dilde eğitim diye bir sistem moda olmuş. Harvard Kids, AKD (Amerikan Kültür Derneği) Kids gibi kreşler açılmış Ankara'nın dört bir yanına. Anladığım kadarıyla bu sistemde sınıfta bir öğretmen Türkçe diğeri ise İngilizce konuşuyor. Tamamen eş zamanlı gittiğini sanmıyorum ama sonuçta çocuklar İngilizceyle epey haşır neşir oluyorlar. Tabi bunlar franchise olarak kuruluyorlar hepsi birbirinden bağımsız, o nedenle de kaliteleri farklı. Ayrıca native speaker arıyorsanız hayal kırıklığına uğrarsınız. Biz Çukurambardaki AKD Kids'i beğendik aslında. Ortamı çok güzeldi, aydınlık, sıcak bir havası vardı. Ancak bu sistemin bizim kızımızın İngilizcesine bir şey katmayacağına karar verdik. Çünkü bu sistem sıfırdan öğretmeyi amaçlıyor. Aslında yabancı okulları dışındaki diğer tüm okullar aşağı yukarı aynı şekilde. 

Yabancı okullarıyla bahsettiğim iki dilde eğitimin tam ortasında TAD yer alıyor, Türk Amerikan Derneği okulları. Ankara'da oran ve çayyolunda var. Eğitimin tamamen İngilizce olduğu söyleniyor ancak çocuklar Türk tabi. Ben İngilizce konuşanını duymadım ama belki bir yılın sonunda etkisi görülüyordur. Çayyolundakinin harika bir bahçesi var. Evimize uzak olmasaydı sanırım orayı tercih ederdik. Çünkü tamam dil eğitimi önemli ama çocuğun okulda iyi vakit geçirmesi de bir o kadar önemli. Fiyatı da aylık 1800 TL civarında ama erken kayıt indirimi yapıyorlar. Orandaki evimize daha yakındı ancak binanın biraz kasvetli bir havası vardı. Bir de iş yerim Kızılay'da olduğu için trafiğe takılacağımı düşündüm. Sonuçta burayı da eledik.

Son olarak Helen Doron'u keşfettik. Aslında burası bir dil merkezi. Hafta sonları da çocuğunuzu alıp birlikte dil öğrenebilirsiniz. Günde üç saat İngilizce, bir saat de Fransızca dersleri varmış. Hatta Rusça'yı da eklemeyi düşünüyorlarmış. Ben çocuklara çok fazla yüklenilmesini doğru bulmuyorum aslında ama bir saat Fransızca dersinde anca şarkı söyledikleri düşüncesiyle sıkıntı olmaz deyip buraya karar verdik. Günde üç saat İngilizce de fena değil doğrusu. Hiç değilse İngilizce'yi gündemde tutacak ve Türkçe de öğrenecek. Saat ve yakınlık anlamında da bize en uygun yer burası oldu. Ayrıca öğretmenleri çok sıcak ve bir de yabancı öğretmenleri var. İlkokul açma ihtimalleri de varmış. Umarım açarlar da bir de ilkokul arayışımız olmaz.